Başlık biraz aldatıcı olabilir fakat yazımızı ancak bu şekilde özetleyebilirdik. Eğitim öğrenim için gidilen okullarda zorunlu olarak Resim, Müzik, Beden Eğitimi dersleri verilmektedir. Ama gelin görün ki hepimizde resim yapma yâda müzik aleti çalma yeteneği yoktur. Dahası belki de spor için yapımız uygun değildi. Yeri geldi flüt çaldık, yeri geldi pastel kuru sulu guaj boya ile resimler yaptık ama neye yaradı.
Herkes deniz kenarında gitar çalıp Akdeniz Aksamlarını söylemek ister ama çoğumuz bunu yapamayız. Çünkü becerimiz yoktur.
Maç izlerken o voleyi yâda kafayı bende vurmak isterim deriz ama yeteneğimiz yoktur.
Resim, müzik, spor, tiyatro, el işi gibi dersler ancak ilkokul seviyesi için zorunlu olabilir ama ilkokul sonrasında bu derslerden sadece birini seçme zorunluluğu olmalıdır. İlkokul seviyesinde ise sadece yetenek tespiti anlamında ders yapılmalıdır. Öğrenci müzik yeteneği varsa öğrenciye müzik dersi verilerek gelişim göstermesi sağlanmalıdır.
Müzik grubu öğrencileri aylık bazda okullarında konser verebilirler. Sadece müzik aletleri ile bireysel yâda koro halinde konser olabilir. Ses yeteneği ilan varsa seslendir yapabilmelidir.
Resim grubu öğrencileri okulda veya il-ilçe genelinde resim sergisi düzenleyebilmelidir.
Spor grubu öğrencilerinden oluşan takımlarla okulun futbol, voleybol, basketbol takımları oluşturularak okullar arası turnuvalara katılabilir.
Öğrencinin yeteneği esas alınarak yapılacak olan bu derslerde verim daha da artacaktır. Ben resim çizerken insanlar çöpten adam olurken yeteneği olanlarda insanlar gerçek hayattakine çok benziyordu.
Toplantılarda sıkılınca ben belli belirsiz defteri karalarken bazıları toplantıda konuşan kişiyi karikatürize edebiliyor. Sanat-spor esaslı dersler yetenek esasında yeniden düzenlenmelidir.
İsmail Firdevsoğlu 