#Çokayog

Altıncı Koğuş

Her canlı doğar, gelişir ve ölür. Teknoloji bilim her ne kadar gelişmişte olsa bu gerçeğe henüz bir çözüm bulunamadı. İbn-i Haldun’a göre medeniyetlerin de tıpkı insanlar gibi ömrü vardır; doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. İnsanların fiillerinden oluşan bu oluş ve bozuluş âleminde hiçbir şey kalıcı değildir; vadesini tamamlayan, işlevini yitiren her şey yok olmaya mahkûmdur. Ancak alınacak tedbirlerle bu süreçler uzatılabilir ama kaçınılmaz son mutlaktır.
Günümüzden bir asır öncesinde Anton ÇEHOV tarafından kaleme alınmış olan “Altıcı Koğuş” eserini bu yazımızda ele alalım. Yaşayan her insanın başına yarın neler gelebileceğini tahmin dahi edemezsiniz. Sultan Süleyman’ın en yakını dahi olsan yarın kapı önünde kendini hatta kokuşmuş halde cesedin bulunur. En dertli kişide olsan yarın doğacak güneşin neler getireceğini bilemezsin.
Daha öncesinde Anton ÇEHOV ismini duymakla eserini okumak bugünlere kısmet oldu. Kitap siparişi verirken tesadüfen gözüme ilişen eseri satın alıp elime geçtiği gün okuyup bitirdim. Zaten 77 sayfadan oluşan eser okuyucuyu kendine hemen bağlamaktadır.
Altıncı Koğuş kitabında dikkatimi çeken en önemli husus elinde yetki varken yaşanan yanlışlara dur demeyip kayıtsız kalma gafletinde bulunursan bu kısırdöngü senide içine alacağı gün yakındır. Bir doktor düşünün kasabanın küçük hastanesinde en yetkili kişi; hastanede yaşanan yolsuzluk, işkence, rüşvet gibi işleri bildiği ve gördüğü halde bir önlem almamıştır. Günün sonundakendiside o hastaneye yatırılabilir hasta hatta akıl hastası olarak yatırılabilir. Hikâyenin gerisi Anton ÇEHOV’un bu eşsiz eserinde;

Kitabın Künyesi
-Adı; Altıncı Koğuş
-Yazarı: Anton ÇEHOV
-Çeviri: Esra Damla İpekçi
-Yayınevi: Karbon Kitaplar Yayınları
-Basım Tarihi: 2018
-Türü: Hikâye
-S. Sayısı: 77

Kitaptan Alıntılar

  • Dürüst insanlar kıt kanaat gezinirken düzenbazları karnı tok, sırtı pektir. s. 10
  • Acı çekmenin insanı güçlendirdiğini söylerler. Dahası bu acılarımızı ilaçlar ve damarlarla azaltmayı gerçekten öğrenirsek, içinde dertlerimizin çözümlerini hatta mutluluğu bulduğumuz din ve felsefeyi reddederiz s. 21
  • Zeka hayvanlar ve insanlar arasına ikincisinin ilahiliğini belirten keskin bir çizgi çeker s. 25
  • Gün ne kadar mükemmel doğarsa doğsun, en sonunda yine çivilenmiş tabut içinde bir deliğe atılacaksın s. 35
  • Huzur ve mutluluk dışarıdaki şeylerle değil, insanın içindedir s. 41
  • Acı konusunda hiçbir fikrim var mı? Sormama izin ver çocukluğunda hiç kamçı yedin mi ? s. 43
  • Herhangi bir herhangi biri cevap vermeden önce düşünür ama senin cevabın zaten hazır ‘hayatın anlamını ya da gerçek mutluluğu bulmak için uğraş.’ Peki bu şahane ‘gerçek mutluluk’ nedir? Cevap yok, tabii ki. s. 45
  • Evet acı çekmeyi hor görüyor olabilirsin ancak eminim parmağını kapıya sıkıştırsan avazın çıktığı kadar bağırırsın s. 45
  • Eğer bir milyon yıl sonra bir ruhun gökyüzünde uçup uzaydan dünyaya baktığını hayal edersek, göreceği tek şey çamur ve taş olurdu s. 62

“Altıncı Koğuş” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s