Nefes alıp vermekte olan insan yaşadıkça öyle şeylere tanık olup tecrübe edinir ki buna kendisi bile şaşırıp kalır.
İnsanlık ilk insan Adem’den sonra kendi aralarında hemen anlaşmazlığa düşmüşler. ilk olayı Ademin iki oğlu arasinda olur. Kabil, Habil’i kıskançlıktan dolayı öldürmesiyle insanlık tarihine ilk cinayet olarak geçer. Üstelik Kabil ile Habil’in anne ve babası olan ilk insanlar Adem ile Havva hale hayattadır. Yani çeşitli bahane üretmek için bir neden dahi yoktur.
Zamanla insanlar arasında bir taraftan Kabil bir taraftan da Habiller çoğalmıştır. Miladi 2000 yıl muhtemelen bundan daha fazlasında milattan önce olmak üzere binlerce yıldan fazladır. Insanlık dünyada hayat sürmektedir. Kabiller arttıkça Habilleri korumak gereği ortaya çıkmıştır. Kabiller arttıkça zamanla ortada insanlığın kalmayacağı muhakkak idi.
İnsanlar tarihsel evrimler içerisinde kendi devamlılığını korumak için Kabilleri yani suçluları cezalandirma yoluna gitmiştir. Bu cezalandırma genellikle kısasa kısas şeklinde olurken zamanla insanlarin aklina suçluyu hapis etmek fikri ortaya çıkmıştır.
İnsanlar suç yada kabahat işleyince karşılarına iki seçenek Adli veya idari işlem karşılarına çıkar. Her suçun kabahatin cezası yazılı mevzuat ile belirlenmiştir. Çevreyi kirletmenin cezası idari iken cana kıymanın cezası ise hapis yada idamdır.
Hakkında idari işlem yani para cezası uygulanan kişi parayı ödesin diye indirim, adli işlem yapılıp hapis edilen kişi cezasını uslu çeksin yeniden topluma kazansın diye cezada indirimlere gidilegelinmiştir.
Cezada yada yaptırımda indirime gitmekte ki temel amaç pişmanlık göstermeyi sağlamak yeniden nizama uymayi sağlamak iken bunu zamanla farkli açılara cekilmesine neden de olmuştur. Bu indirimleri ve getirdiği yanlışlıkları tecrübemle açıklamak gereği duydum.
Eğitim hayatında sınıfta kalma yeniden aynı sınıfı tekrar etmek var fakat okulda ki öğrenci sayısı fazla, öğrenci okula küsüp başka şeylerle meşgul olmasın diye sınıfta kalma kaldırılır. Yetişen öğrenciler bunun bilinci ile çalışmayı gevşetirler. Bundan kim kazançlı çıktı öğrenci mi ülke mi gelecek mi??? Hiç biri tam tersi herkes kaybetti.
Kişi veya kurumlara kesilen idari cezalar da ise aracı olanlara kesilen trafik cezası gel zaman git zaman erken yatırma üzerinden yıl geçme gibi durumlarda kesilen ceza indirime yada tamamen af yoluna gidiliyor. Böyle olunca kim kazandı. Trafik mi insanlık mi ülke mi??? Hiç biri tam tersi herkes kaybetti.
İşlediği adli bir suçtan dolayı hapis edilen birine verilen 10 yıl ceza, iyi halli olursa son 4 yılı serbest, kalan 6 yılın 3 yılı da denetim ile serbest olunca 10 yıllık cezadan 3 yıl yatıp yeniden topluma karışmaktadır. Peki buradan kazançlı olan kim magdur mu insanlık mi ülke mi??? Hiç biri tam tersi herkes kaybetti.
Sürekli olarak kanunla oynayıp herkese şirin görünmeye çalıştıkça asıl kesim unutukmaktadir. Vergisini zamanında yatıran, idari para cezasını hemen yatıran, adli suçtan magdur olan hiç düşünülmemektedir.
Bir şirket vergisini zamanında yatırıp kendine az kar bırakırken diğeri vergisini yatırmayıp af çıkar nasılsa diye bekler daha cok kâr elde eder. Zamanla kimse vergisini zamanında ödemenin mantıklı yada adil olmadığına kanaat getirip vergiden kaçmanın binbir yolunun kitabını yazar.
Bir öğrenci gecesini gündüzüne katip çalışmış sınıfını geçmiş hatta başarılı dahi olmuş diger öğrenci ise az çalışmış sınıfta kalmasi gerekirken başarılı öğrenci ile birlikte sınıf atlayıp mezun olur. Hasbelkader birde memurluk sınavında şansı yaver gidipte bir mevkiye gelirse şaşırma. Çünkü böyle durumlar oldukca fazla sonra gidersin devlet dairesine bu nasıl memur olmus yahu dersin ama olan olmuştur artık.
Bir vahşeti düşünün bilmem kaç insanin canını hunharca almış biri üstelik hapis yatmış ama ıslah olmamış biridir vahşeti yapan. Bir af çıkar hak ettiği cezadan yırtar yeniden topluma karışır. Mağdurlar magdur olmakla ölen öldüğü ile kalır.
Böylesi örnekler oldukça fazla olmakla birlikte biri eğer ceza yada yaptırım alıyorsa bunlari affetme yada hafifletme yoluna gidilmemelidir. Konunun uzmanı olmamakla birlikte böylesi aflar indirimler oldukca insanlığın ne mağduriyeti ne göz yaşı biter.
Kabillerin eli kurusun istiyorsak Habillerin hatrı için Şit gibi olup Kabillerle irtibatı kesmek gerekir. Acıyıp zamanla acınacak duruma kesinlikle düşmemek gerekir. Ceza neyse onu sonuna kadar çekilmesi elzemdir.
Ceza ve yaptırımlar üzerinde sürekli mecliste oynama yapılması kesinlikle eşyanın tabiatına aykırıdır. Sürekli bir kesimin mağduriyeti gideriliyor diye değişiklik yapılması mağduriyetleri önlemek olan temel amaca hizmet etmez. Tam tersi mağduriyetler gölüne Sakarya gibi Fırat gibi Dicle gibi su taşır. Mağduriyet yabi Habiller Van gölü iken Marmara Denizi olur Marmara Denizi iken Karadeniz olur. Sonra Akdeniz olur, Okyanus olur dünyayı kaplayip hayatı insanlara yaşanmaz ederde kimse bunu anlamaz yada anlamak istemez.
Amacımız ne Kabil olmak ne Habil olmak olmalı Şit olup kendimizi Kabilden tamamen ayrı tutmak gerekir.
İsmail Firdevsoğlu 