Türkçe namı diğer Türk Dili, Türkler tarafından var oldukları günden bugüne kadar konuşulan dildir. Taa Uzak Doğudan Batı Avrupaya kadar yayılan Türkler asırlardır Türkçe konuşmaktadır. Günümüzde ise Ortaasya ve Anadolu merkezli olarak kullanılmaktadır.
Konuşma ve yazışma dilleri zamanla diğer milletlerin dillerinden etkileyebilmektedir. Türkçe de zamanla din ve yaşanan coğrafyadan dolayı Arapça ve Farsçadan etkilenmiştir. Eski dönemlerde devlet yöneticileri, bilim adamları, yazar-şair takımı bu iki dilden fazlaca etkilenmiş ve kullanmışlardır. Günümüzde ise Batı dillerinin etkisi fazladır.
Halk arasında Türkçe konuşulmasına karşın 13. yüzyılın sonlarına doğru devlet yazışmalarında Türkçe kullanılmamaya başlanmıştı.
Yabancı dillerin Türkçe yerine kullanılmasından rahatsız olan ve tepki gösteren Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277’de “Şimden girü, hiç kimesne, kapuda, divanda, mecliste ve seyranda, Türk dilinden gayrı söz söylemeye diye ferman vermiştir. Günümüz Türkçesi olarak “Bugünden sonra hiç kimse, dergahta, divanda, mecliste ve sarayda, Türkçeden başka dil konuşmayacaktır.”
Türk Dil Bayramı, Türkçe’nin korunmasının önemine dikkat çekmek amacıyla, her yıl 13 Mayıs tarihinde kutlanıyor. Herkesin Türk Dil Bayramı kutlu olsun.
Günümüzde bu bayram kutlanırken daha doğrusu bazı çevrelerce kutlanırken özellikle genç nesil kendi aralarında değişik değişik anlamsiz kelimelerle iletişim kurmaktadır. Güzel özlü Türkçemiz varken anlamsız anlamsiz kelimeler kullanılmaktadır. Bunun adı batiya özentidir. Batıyı Osmanlıdan beri bir türlü olması gereken yanını değil olmaması gereken yanını örnek aldık kendimize. Bizim bilimle sanatla diplomasi alanlarında gelişip Batiya güzel Türkçe kelimeler ihraç etmemiz hedeflenmelidir.
Çarşıda, pazarda, parkta, sokakta kısaca insanin olduğu her nereye gitsem genç neslin kendi aralarında ki konuşmalarda anlamsiz kelimeler kulağımı tırmalamamıştır. Teşekkür etmek yerine tenks, hitap olarak bıro, gülmek manasında lol gibi kelimelerde nedir. Batı dilinden kelimeyi kesip almakta nedir. Nasıl bir bilinçsizliktir.
Türkçeye gençliğin bilinçsizce kelime ithal etmesi neticesinde Türk Dili ileride bozuk bir lisan halini alması öngörülebilir.
12 Temmuz 1932’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulmuştur. Kurumun ismi sonradan Türk Dil Kurumu olarak güncellenmiştir. Türk Dil Kurumu başlangıçtan beri çalışmalarını Türk dili üzerinde araştırmalar yapmak, yaptırmak ve Türk dilinin güncel sorunlarıyla ilgilenerek çözüm yolları bulmak üzerine yürütmektedir.
Karamanoğlu Mehmet Beyin mantığından hareket edip Türkçe dışında başkaca bir dil kullanılmamalıdır. Ayrıca Atatürk’ün talimatı ile kurulan Türk Dil Kurumu görevini yeterince ciddiye alıp Türkçeyi garabetten kurtarmalıdır. Gençliğin kelime ithaline son vermelidir.
Türkçenin bu şekilde yıpratılmaması adına herkes elinde gelenin fazlasını yapmak zorundadır. Gençliği, tarihimizi bilmeyen biri görse yada kullandığı kelimeler söylense bu ülke uzun yıllar Batının sömürgesi olmuş galiba diye düşünür.
Türk Dili Kurumu ve bu dili konuşanlar bizler Türkçemizi korumalı ve onu layık olduğu haliyle konuşmalıyız. Milleti var eden temel unsurlardan biridir dil. Bu husus kesinlikle yabana atılmamalıdır. Batının fiili işgaline dur dediğimiz gibi kültürümüzü ve dilimizi aşındırmasına, zamanla erozyona uğramasına dur demeliyiz. Herşey bu dili konuşanların elinde bunu sakın unutma. Dilimiz yok olur veya aşınırsa sonunda bizde yok olur veya köle milletler gibi oluruz.
Son söz olarak Ziya Gökalp’in şu sözünü asla hatırdan çıkarmamak gerekir, “Başka dile uymaz annenin sesi Her sözün ararsan vardır Türkçesi”
İsmail Firdevsoğlu 
“Türk Dili Bayramı” için bir yorum