Allah’a Emanet

İnsan denilen varlık dünya üzerinde cinsiyet olarak iki adettir. Bunlar kadın ve erkektir.

Birinci inanışa göre insanı Rabbi olan Allah yaratmış önce cennete ve sonrasında dünyaya göndermiştir. Yaratma eylemine haiz olan Allah önce erkek olan Ademi sonrasında ise kadın olan Havva’yı yaratmıştır. ilk olarak erkek yaratılmış olsa da herhangi bir şekilde birbirlerine köle, kul falan degillerdi. Birbirlerine eş olarak yaratılmışları. İnsanlarda daha sonra bu iki cins aynı şekilde günümüze kadar gelmiştir. Ve halen iki cinsin birbirine üstünlüğü söz konusu değildir. Allahın bizzat kendi sözü ve emirleri olan Kuran-ı Kerimde de hiç bir şekilde iki cinsin birbirine üstünlüğü yada köleliği söz konusu değildir.

İkinci inanışa göre (ben kesinlikle katılmıyorum) insan su ve çamur içinde evrim geçiren bir canlıdan türemiştir. Zamanla evrimin bir aşaması daha doğrusu insanin şimdiki halinden önce ki evrimi maymunlar idi. Bu halde olsa dahi maymunlar arasında da kesinlikle erkek maymuna kadın maymunları istediği gibi kullanma, öldürme, köle etme şansı yoktur.

Her ne halde olursa olsun iki cins arasında kesinlikle bir üstünlük tahakküm kurma düşüncesi ilkelliğin de ötesinde insanda var olmayacak bir durumdur.

Kadinlar yani bizim annemiz, ablamız, kardeşimiz, kızımız ve can yoldaşımız olan eşimiz olan kadınlar kesinlikle içinde bulunduğumuz durumu hak etmemektedirler. Neredeyse her gün haberlerde kadınlara yönelik ölüm, işkence, darp, cinsel saldırı, taciz, tecavüz, eylemleri azalmadan hızla tırmanmaktadır.

Kadına yönelik yapılan eylemleri yapanlara ki ben bunları yapanlara insanımsı diyorum çünkü bunlar insan olamaz.

Bir düşünün sabah saçlarını taradığınız ilkokula giden küçük kızınız yada oğlunuz onu öpmeye dahi siz kıyamazken biri onu alıp taciz yada tecavüz edip onu yaktığını düşünün bu normal bir eylem değildir.

Bir kez daha düşünün evden ayrılmak ondan ayrılmak dahi istemediğiniz eşinizin bir sapık ruhlu tarafından incitildigini düşünün. İnsan kendi eşine kıyamıyorken onu mutlu etmek isterken size haber gelir. Haberi verenin polis olduğunu düşünün. Eşinizin tecavüz yada taciz sonucunda yakıldığını hayal edin.

Ne zaman görseniz elini öpüp hayır duasını aldığınız annenizi bir düşünün ki onu biri hatta aynı kanı taşıdığınız kardeşiniz basit konularla onu katlettigini düşünün. Hatta düsünmeyin insan düşünmek dahi istemez.

Bu tür örnekler uzayıp giderken birde erkek denilen varlığın kendi eşini/sevgilisini yani hayatının kalbinin yarısı olan birine işkence ederek öldürdüğünü ve onu betonla gömdüğünü hayal etmeyi bırakın tahayyül edin.

Bunlar normal olamaz. Her gün haberlerde hayatımızın gülü goncası olan kadınlarımız maalesef bazen hiç beklemediği kişilerce hunharca eylemlere maruz kalması ne acı vericidir. Fakat bu acıdan daha acı olanı ise bu önlemek için ciddi bir çabanın içinde olunmamalıdır. Çünkü bu tür konularda uzmanlaşacak olan Aile Bakanlığı diğer bir bakanlık olan Çalışma (Özel Sektör iş dünyası) ile aynı bakanlık altında hizmet vermektedir.

Acilen devlet olarak Aile, Kadın, Gençlik, Çocuk, Sosyal Hizmetleri içine alan Toplum Bakanlığı kurulmalıdır. Bu hususlar başkaca bakanlıklarla birleşme iliştirme yoluna asla gidilmemelidir. Bu bakanlık tüm illerde hakkıyla teşkilâtlanarak kendisine gelen ulaşan görevi ile ilgili durumlarda daha aktif rol almalıdır.

Bağımsız olan Yargı ise kendini acilen zihinlerde güncellemelidir. Yazılı hukukun emrettiği mevzuatı eşit şekilde ve adilce kullanmalıdır. Kadima karşı işlenen Taciz tecavüz yaralama gibi olaylarda ön kapıdan polis ile gelen zanlı arka kapıdan gülümseyerek çıkıp gitmektedir. Serbet bırakılma işlemi ardından gelen yoğun tepkiler neticesinde aynı zanlı ikinci kez adliyeye getirilip tutuklanmaktadır. Aynı kişi neden ilk geldiğinde değilde ikinci kez tepki neticesinde getirilince tutuklanıyor. Suçu varsa neden yazılı hukuk gereği neden tutuklanmadı da ikinci getirilince tutuklanır.

Toplum olarak şöyle bir silkelenip kendimize gelmeliyiz. Irkımız inancımız ne olursa olsun hicbir ırk ve inanç insanlara kadına kötü muamele iğrenç eylemlere maruz kalmasına izin vermez. Öncelikle gelmekte olduğunuz ırkınızı utandırmayın. Sonra inandığınız inancın temelini sarsmayın. Üçüncü olarak ise insan olduğumuzu hatırlayıp insan gibi davranışlar sergilemeliyiz.

Gülümsemeleri ile bizi hayata bağlayan kadınlarımıza hatta anlaşamayarak ayrıldığımız halde dahi onlara özgürlük alanı bırakmamak insanlığın bittiğinin göstergesidir.

Tüm bu acı verici olaylara maruz kalan tüm kadınların isimleri aklıma gelmiyor çünkü maalesef ki her gün yeni bir isim eklenmekte listeye. Hepsinden özür dileyerek bu acı verici olayların bir an önce son bulmasını bizi yaratıp dünyaya gönderen Rabbimden dilerim. Hayat bazıları için Allah’a Emanet gitmekte maalesef.

İslam Peygamberi Hz. Muhammed kadınlar hususunda günümüze kadar aktarılan hadislerinde şöyle buyurmuşlardır.

• Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır. [560]
• Siizin en hayırlınız, ehline karşı en iyi davrananızdır. Ben âileme en iyi olanınızım.[561]
• Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir.[562]
• Mü’minlerin iman bakımından en kâmil/olgun olanı; ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır.[563]
• Uğursuzluk yoktur. Ancak üç şeyde uğur olabilir: Kadında, atta, evde.