Tarihin tozlu raflarına bir daha açılmamak üzere konulmak istenen Türkün Anadolu Tarihi vardı. Batı ve Batının yanında saf tutan Türk Düşmanı olan işbirlikçileri yüzyıllarca başaramadıkları Türk’ü Anadoludan atma fikri artık ete kemiğe bürünmüştü. Son nefeslerini veren Osmanlıdan pay alan yada aldığı zannedenler çoktu.
Türk kanı taşıyan her kim varsa buna dur demek için atıldı ileri. Kimi tek tek kimi ise birlikte düşmana kurşun attılar. Bazıları bunlar dost sakın kurşun atmayın iyi geçinin dese de kanında asil kanı taşıyanlar buna inanmadı. Türk için bağımsız hür olma duygusu daha toprağa ayak basan ilk Türk ile başlamıştı. Bunu idrak edemeyen düşman önce İstanbul’u yani başkenti işgal etti. Halbuki destan yazarak Çanakkalede boğazı dar etmiştik fakat bundan 3 yıl sonra ellerini kollarını sağlayarak boğazdan geçtiler.
Bazı asker ve siviller işgale karşı gelirken bazıları bunu velinimet olarak atlediyordu. Bu nasıl mümkün olabilirdi. Anlaşılan asil kandaki asaleti kaybedenler vardı.
Ankara’yı merkez seçerek düşman ile savaşa tutuştular. Halen düşmana destek olanlar vardı. İşgal edilen bölgelerde bağımsızlık düşmüştü. Namusa tasallut hat safada iken bile düşmana güzelleme yapıyorlardı.
Asil Türk insanı kendini daha fazla esir olarak kabul etmeyerek Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Milli Mücadele yapılmıştır. Düşman İzmir’de denize dökülmüştür. Artık memleket bağımsızlığa tekrar kavuşmuştu. Namus artık emin ellerde idi.
Peki bize bağımsızlığı ve namuslu yaşamayı getiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk bugün neden bir kesimce adeta tapılırken bir kesim yerin dibine sokmaktadır. Mustafa Kemal Paşa olmasa belki X adli bir komutan yada sivil önder bunu yapacaktı. Ama bunu başaran kişi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Bunu öncelikle kabul etmeli ve ruhu yad edilmelidir.

Gel zaman git zaman Kurtuluş Savaşı, Milli Mücadele halka daha acısı öğrencilere aktarilamamistir. Bu bilinçli bilinçsiz yapılmaktadır. Bir iki hamasi söylem dışında derinlemesine okuma yapılmadıkça öğretilmemektedir.
Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi dersi yıllarca ilkokuldan üniversiteye kadar okutulmaktadır. Fakat sadece ezbere dayalı method yüzünden tarihler olaylar neden sonuç ezberle öğrenmek önemli değil ezberle yeter. Eğitim camiası, öğrenciler yada sivil halktan birine sorun bakalım dillerden düşmeyen Sakarya Savaşı nerede olmustur. Bu soruya çoğunluk Sakarya ili diye cevap vermektedir. Ama savaş Ankara’nin Batisi Sakarya Irmağı doğusunda cereyan etmiştir.
Vatani bize bağımsız ve hür olarak yeniden hayatımıza katan Mustafa Kemal Atatürk’e sövmek yerine onu anlamak gerekir. Atatürk eleştirilmesi normaldir fakat sövmek yanlıştır. Tarihe sövmek gibi bir hastalık çok az millette mevcuttur. Bunlardan biride biziz maalesef. Bir taraf Osmanlı Sultanlarına bir taraf Milli Mücadele liderine söverek hata etmektedir. Herkes eleştirilebilir herkes yanlış yapar bu normaldir. İnsanı meleklerden ayıran baş özelliklerden biridir zaten hata yapmak. Ama kesinlikle tarihe ve şahsiyetlere sövgüyle dile almak yanlıştır.
Daha iyi bir tarih anlayışı ve anlatımı edinebilmek umuduyla Tarihi günümüz olan 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.

Reblogged this on thesunrise133.
BeğenBeğen