Körlük

Şimdi yazımıza başlamadan evvel gözünüzü kapatın sımsıkı değil ama hayal kuruyor gibi kapayın. Biraz hayal kurabilirsiniz ama amacımız hayalden ziyade sürekli bu şekilde yaşamak zorunda kaldığımızı düşünün. Sürekli siyah bir perde veya bembeyaz bulutlar. Hepimiz isteriz aslında şöyle her taraf bembeyaz bulutlar olsun yada simsiyah olsun da dinleneyim diye ama bunu bir süreliğine isteriz. Sürekli halde olması insanı mahveder kendi öz yaşamını devam ettirmede oldukça zorlanır.

José Saramago’nun 1998 Nobel Edebiyat ödülüne layık görülen Körlük romanında bu durum ele alınmıştır. Okudukça insanoğlunun ilkel duygularının nasıl ortaya çıkabildiğini ortaya koyduğu gibi göz görmeme durumunum yani körlüğün ne kadar zor olduğunu anlatmaktadır. Bireysel değil salgın olarak yayılan bir körlük hastalığı düşünün şimdi yaşamakta olduğumuz Covid19 gibi.

İnsan kendi yaşamının devamını her zaman her şeyin üzerinde görür. Bundan pek kaçış yoktur. Hatta bir çok filmde de izleme şansı yakaladığımız gibi büyük felaketlerde birileri kendisinin ihtiyaçları için her şeyi kendine mübah görür. Çünkü yapmasa öleceğini gerekçe gösterir.

Eğer kimse görmüyorsa bir çok şeyi normal olarak karşılarız. Yol boyu kimse yokken tuvalet aramaya gerek görülmediği gibi, kimse görmüyorsa giyinmeye dahi gerek görülmez. Bir çok davranışınızı başkasının görmesi üzerine kuruludur. Bir dağ başında olduğunuzu hayal edin kimse yok etrafta ister istemez insnalarla iç içe iken yaptığımız pek çok davranışı bir kenara iteriz. Bundan olsa gerek böylesi yaşantılara medeniyetten kopuk denmesi.

Körlük romanının film olarakta 2008 yılında Blindness (Körlük) adıyla beyazperdeye aktarılmıştır. Önce kitabı okuyup filmi de izlemenizi tavsiye ederim. Filme IMDb tarafından 6.6/10 verilmiştir.

Kitabın Künyesi

• Kitabın Adı: Körlük
• Yazar: José Saramago
• Çevirmen: Işık Ergüden
• Yayınevi : Kırmızıkedi
• Yıl: 2015
• Sayfa Sayısı: 331
• Bağlantılar: Kitapyurdu,
• Okuma Zamanım: 22-27 Şubat 2021

Kitaptan Seçtiklerim

• Herkes bikir ki, mükemmelliğe giden yol taşlıdır ve erdem de bu yolda her zaman engellerle karşılaşır, günahı ve kötülüğüyse şans öylsine destekler ki, s. 32-33
• Alevi en parlak olan mum aydınlatan mumdur. s. 93
• Herkesin bildiği gibi, kötülük, daima en kolay yapılan şeydir, s. 93
• Körler ülkesinde tek gözlüler kral olur, s. 106
• Ölmüş köpeğin kuduzunu doğa tedavi eder, s. 109
• Tam anlamıyla insan gibi yaşayamıyorsak, en azından tam anlamıyla hayvan gibi yaşamamak için elimizden geleni yapalım, s. 123
• Dünyanın hali böyleydi, gerçeğin amacına ulaşması için çoğu kez yalanlarla maskelenmesi gerekiyordu, s. 131
• Korku nerede mülkiyet duygusuna ağır bastıysa orada terk edilmiştir, s. 132
• Bir insanın neden öldüğünü sormak saçmadır, neden öldüğü zamanla unutulur, yanlızca tek bir sözcük kalır geriye, Öldü, s. 187
• Körler hep savaş halindedir, s. 197
• Korku her zaman iyi bir akıl hocası değildir, s. 197
• Utanma duyguları eksik olduğu için kursaklarını dolduranlar hep olmuştur, s. 199
• Güneş bütün körler için aynı saatte doğmuyordu, s. 203
• Ölecek olduğumuzu doğduğumuzdan beri biliyoruz, s. 205
• Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı, s. 213
• Ölünce körlük herkes için aynıdır, s. 214
• İnsan aklı kendi yarattığı canavarlara teslim olursa bu kadar yanılabilirdi, s. 233
• Hiçliği örgütlü kılmak isteyen bir hiçlik, s. 257
• Gelecek yoksa şimdiki zaman hiç bir işe yaramaz, s. 257
• Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, s. 278
• Hiç değişmeyen bir başka şey de, bazı kişilerin ötekilerin düştüğü kötü durumdan yararlanmasıdır, s. 323

Son söz olarak günümüz de bu körlük o kadar artmıştır ki bakarkör hastalığı oldukça fazladır. Hatta öyle fazla ki aynı karında büyüdüğün kardeş kardeşi görmez olmuştur. Bu bakarkörlük öyle kötü bir hastalık ki ölümlü dünya da insana ölümü dahi unutturuyor. Unutturmasa bunca insanların bir kısmı acı ve sefalet çekerken bir kısmı eğlence ve israfa bu kadar yönelir miydi.

Sağlıcakla kalın güzel okumalar. #Çokayif