İnsanın doğup büyüyüp ölmesi sürecinde yani yaşamı boyunca sürekli olarak birşeyler öğrenmektedir. Öğrenme süreci sürekli bir hal olarak devam etmektedir.
Yüce Allah insanlık için gönderdiği islamiyetin ilk emir; “اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ “(Ikra’ bismi rabbikelleziy halak)” olmuştur. Bu ilk ayette Allah, Hz. Muhammed yoluyla tüm insanlara ilk emrini vahyetmiştir . Bu ayet “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla” anlamına gelmektedir.
Ayrıca insanlara Peygamber olarak Hz. Muhammed’de sürekli olarak ilim, okumak, öğrenmek üzerine sözler söylemiştir. Söylenen bu sözler günümüz de hadis olarak aktarılmıştır. Beşikten mezara kadar ilim öğrenin hadisi aslında başta söylediğimiz hayat boyu devam eden öğrenmeyi en iyi anlatan cümledir.
Bende okumak öğrenmek ilim edinmek maksadıyla köy okulunda başlayıp yüksek lisans tezi verene ve ardından olağan yaşamında okumayı kendime ilke edindim. Okumayı hızlı öğrenmiştim. Öyle ki ilk okul ikinci sınıfta köy okulunda ki tüm hikaye kitaplarını bitirmiştim. Yaklaşık 30 kadardı.
Elime yazılı geçen ne varsa okur hatta bir kısmını saklardım. Yazılı olan ne varsa okunup bir köşeye saklardım. Tabi sakladıklarım evin diğer üyelerince genelde bir ateş yakmak için çıra olarak kullanılırdı. Yıllar geçti ama okuma sevdam doymadı bir türlü.
Lise yıllarımda Türk Edebiyatı üzerine epey bir eser okudum. Üniversite yıllarımda Tarih okumakla da alakalı olarak tarihi eserler okumaya devam ettim. Bu sıralar osmanlı Türkçesi eserlere de merak saldım. Yüksek Lisans yaparken eserden ziyade tarihi vesikalarla uğraşmak durumunda kaldım. Fakat tezi tamamlayıp derece alınca yeniden normal okumalara dönebildim. Doygunluk hissi yoktu henüz ama bir duraklama devrine girdim. Tez esnasında sayısız kaynak ve arşiv vesikası okumak durumunda kalınca zihnim fena bulanmıştı.
Okul bitince ve meslek edinince askerlik görevimi yapmak üzere orduya katıldım. Herkes kısa dönem altı ay ne var dese de akşamları da askeri birlikte kalmayı hesaba katınca aslında askerlik süresi normal zamanı ikiyle çarpmak demekti. Tabi boş zaman fazla oluyordu. Ne yapmak lazım diye düşününce en faydalı iş kitap okumakti.
Devrelerim arasında cep telefonu kullanmayan tek çavuş bendim. Telefonumu eşime bırakmıştım. Ankesörlü telefon işimi görüyordu.
Birgün 60 kişilik yatakhane de tek başıma nöbet tutuyorum. Bölük çavuşu olarak üç temel görevim vardı. Sırayla birer gün bu görevlerimi yapıyordum. İlk gün bölüğün çavuşluğu ikinci gün dinlenme yeri yani yatakhaneyi giriş çıkışlarını bekleme üçüncü gün istirahat olarak belirlenmişti. Haftasonlari çarşı izni vardı.
Çarşı izinlerinde bir kaç kitapçı keşfettim. Buralara uğruyor yeniden depreşen okuma aşkını alevlendiriyordum. Bazen eşim Deniz hanımın tavsiyesi bazen ise kitapçının önerileri ile kitaplar alıp okumakta idim.
Askerlikte vakit yavaş geçiyordu. Gel zaman git zaman emanet depoda bir raf kitabım olmuştu. Okuduklarım buraya koymak durumunda idim. Dolap küçüktü çünkü. Emanet Çavuşu devrem rafta hem kişisel sivil eşya hemde kitaplar sığmaz olunca bana bor ayrıcalık yaptı ve iki raf verdi. Kendisine sonsuz teşekkür borçlu idim. Önder Çavuşa
Gel zaman git zaman derken yatakhane girişinde masamda kitap okumak geçen bir günde başımı kaldırıp şöyle bir bakınca karşımda omzunda üç yıldız olan ve bana dik dik bakan komutanı gördüm. Esas duruş tekmil derken komutan rahat ol ama nöbette bu kadar dalma dedi. Kendisi ile ayak üstü kitap üzerine konuştuk. Bana tavsiye de bulundu bende kendisine okuduklarımdan söz ettim. Okuma heyecanı duyan biriyle konuşmak dahi beni öyle çok mutlu etmişti ki tarif edemem.
Bende ki okuma hevesi öyle bir alışkanlık haline geldi ki öncelikle Kuran-ı Kerim’i sürekli okudum. Ayrıca bine yakın roman, öykü, deneme vs. okudum. Ama heyecanım ve açlığım halen devam ediyor.

Biraz iddialı oldu ama kendimi anlatan sloganımı #Çokayif yani “Çok Okuyup Az Yazan ismail Firdevsoğlu” olarak tanımladım. Bu güne kadar okuduğum kitapların listesine buradan ve blog sayfamın menü kısmından sürekli olarak güncel halde bulabilirsiniz.
Lütfen sizlerde kitap okumaya zaman ayırınız. Okuduğunuz konuyu kitabı yazarı kendiniz belirleyin ama mutlak suretle okuyun ve anlayın. Ben asla şunu mutlaka oku demem kimseye ama tavsiye ederim en fazla. Aydınlık yarınlar için az com demeden mutlak suretle okuyun.
Son söz olarak, J. D. Salinger’in “Oldukça cahilimdir,ama epey okurum” sözüyle yazımızı noktalayalım. Sağlıcakla kalın ve mutlak suretle okuyunuz.
#Çokayif