İnsan

Adem’in dünyaya gönderilmesinden sonra insanlar yer küre üzerinde tek hakim güç olmuşlardır. Bir çok hayvan ve bitki tamamen insanoğlunun ihtiyaçlarına göre şekillenmiş ve sekilenmeye de devam etmektedir .

Son yüzyılda gelişen bilim dünyası kendine koyduğu hedefleri artık az sürede yerine getirilebilmektedir. Bu kısa sürede hedefe varma sonucunda bilim kendine yeni yeni hedefler koymaktadır. Yeni hedeflerden biri de başka gezegene yerleşme isteğidir.

İnsanlar zaten başka başka alemlerden (cennet) dünyaya gönderilmiştir. Şimdi ise yeniden dünyadan ayrılıp yeni bir yaşam alanı bulmaya çalışılmaktadır.

Peki ama neden dünyadan vazgeçtik yeni bir yaşam alanı ( dünya gibi gezegen) var mi varsa oranında sonu dünya gibi olmayacak mi ?

Varsayalım yeni gezegen keşfedildi Mars, Venüs, Jüpiter yada bambaşka bir gezegen… insanin yaşamı için tüm gerekenler olduğunu varsayalım eminim bu yeni tertemiz gezegende insanın gereksiz çabaları neticesinde kısa sürede dünya gibi kirlenecek, yıpranacak ve kullanım dışı kalmaya mahkum olacak. Hadi canım diyebilirsiniz ama bu bir gerçek yeni yaşam alanında dünyaya yapılanların yapilmayacagina kim garanti verebilir. Insanoğlunun en temel ihtiyaçlarını karşılaması bile bunu elzem hale getirmektedir.

Yeni yaşam alanları bulmaya çalışmak yerine kendi var olan yaşam alanımıza ( dünyamızı) daha yaşanabilir hale getirmeliyiz. Yoksa yeni yaşam alanı bulamadan elimizde ki var olan yaşamakta olduğumuz gezegenin sonu gelecek.

Habil ve Kabil olayı ile başlayan savaş ve cinayetler ile milyonlarca insanın kanı toprağa karışmaktadır. Insan kendi kendine düşman olmuştur. Peki neden bu yok ediş. Sadece savaşla birbirimizi kaybetmemiz değil, doğayı katlederek aslında yine kendimizi yok ediyoruz. Sonuçta tüm doğa insanın yaşamı için gerekli olanların bütünüdür.

Hemen yani başımızda Ortadoğu yıllarca kan Firat gibi Dicle gibi akmaktadır. Hemen ötesinde insan oğlunun doğaya verdiği zarar Firati da Dicleyide yok edecek seviyeye gelmiştir.

Insanlık elinde ki maddi ve manevi birikimi yeni yaşam alanları bulmaya çalışmaktansa yaşamakta olduğumuz dünyayı daha yaşanılır ve sürdürülebilir bir cennet haline getirmeye çalışılmaktadır.